Alışılmışın Dışında Bir Minimalizm: Simone Bellotti'nin Jil Sander İçin Hazırladığı İlk Koleksiyon
Milano Moda Haftası'nın merakla beklenen debut'larından biri, tasarımcı Simone Bellotti'nin Jil Sander için hazırladığı ilk koleksiyondu. Markanın çiçeği burnunda kreatif direktörü, ilhamını aldığı Milano'daki merkez ofise geri dönerek yeni bir başlangıca imza attı.
Podyum görünümleri için aşağı kaydırın.
Moda evi, en son 2017 yılında kreatif direktör Rodolfo Paglialunga yönetiminde koleksiyonunu kendi merkez ofisinde sergilemişti. O tarihten bu yana markanın başında olan ve 2025'te görevden ayrılan tasarımcı ikilisi Lucie ve Luke Meier'in ardından Bellotti, defile notlarında merkez ofise dönüşü 'yeni bir başlangıç' olarak nitelendiriyor.
Moda evinin kurucusu Jil Sander'ın stili, minimalizm ile karakterize edilir. Bellotti de bu mirası kalpten benimsemiş görünüyor. Kreatif direktörün kendine sorduğu sorular ise bu yaklaşımı özetliyor: "Sadeleştirirken aynı zamanda kişisel bir imza bırakmak mümkün mü? Az, daha fazlasını mümkün kılar mı? Doğrudanlığı mı yoksa inceliği mi seçmek daha iyi; katmanlar eklemek mi yoksa çıkarmak mı; mükemmelliğe ulaşana kadar parlatmak mı yoksa bir şeyleri yarım mı bırakmak?"
İlk koleksiyon, 'bir kısıtlama olarak değil, bir yöntem olarak saflık' fikri etrafında şekilleniyor. Podyumda hem kadın hem de erkek giyiminde, kasvetli nötr tonların pastel ve canlı renklerle oluşturduğu kontrast dikkat çekti. Lacivert, kırmızı veya tereyağı sarısıyla; turuncu, griyle; pastel pembe ise kahverengiyle bir araya getirildi. Bu yaklaşım, markanın mirasına da bir saygı duruşu niteliğinde; zira Sander da beyaz veya siyahı iddialı bir renkle birleştirmeyi severdi. Bellotti ise bu renk paletini biraz daha genişleterek renk bloklarını daha cesurca kullanmayı tercih ediyor.
Metin, görselin altında devam ediyor.
Simone Bellotti'nin Jil Sander Debut'u: Milano Merkez Ofisinden Yeni Bir Başlangıç
Defile notlarına göre silüetler 'keskin bir dikeylikte'. Kağıtta açılmış bir kesiği andıran küçük 'cut-out' detaylar ise koleksiyonun sürprizlerinden. Bu kesikler, bir eteğin ortasında veya belin hemen altında karşımıza çıkıyor. Bir üst ve iki elbisede ise gövdenin büyük bir bölümünü açıkta bırakan ve altından bir bralet gösteren daha büyük bir boşluk yaratılmış. Formla oynama fikri, hafif yuvarlak omuzlu ve kollu ceketlerde ya da düğme kısımlarında toplanan büzgülerde çok daha incelikli bir şekilde kendini gösteriyor.
Bellotti'nin bu ilk koleksiyonu, bambaşka bir estetikten gelip markaya kendi kişisel stilini dayatan bir tasarımcıdan ziyade, Sander'ın mirasına sadık bir duruş sergiliyor. Karşımızda, hayran kitlesini ve çevresini yeni bir moda evine taşıyan bir yıldız tasarımcı değil; markanın geçmişine saygı duyan, bu mirası tazeleyen ve fazla gösterişe kaçmadan özgün bir şeyler ortaya koyan bir isim var.
Bu makale, bir yapay zeka aracı kullanılarak Türkçeye çevrilmiştir.
FashionUnited, dünya çapındaki moda profesyonellerinin haberlere ve bilgilere daha geniş erişimini sağlamak amacıyla yapay zeka dil teknolojisinden faydalanmaktadır. Doğruluğa özen gösterilse de, yapay zeka çevirileri sürekli olarak gelişmektedir ve şu an için tamamen kusursuz olmayabilir. Bu süreçle ilgili herhangi bir sorunuz ya da yorumunuz varsa, bize info@fashionunited.com adresinden ulaşabilirsiniz.